14 Nisan 2009 Salı

MX1 İstanbul


İstanbul, geçen hafta dünya çapında bir organizasyona daha imza attı. Dünya MX1 şampiyonası'nın 3. ayağı Hezarfen'deki motokross pistindeydi. E tabii biz de AliG ile birlikte oradaydık. Hava acayip rüzgârlıydı, bu yüzden pistin çevresinde tur ata ata izledik yarışı. Hava rüzgârlı olmasa biraz daha zaman geçirebilirdik ama dayanılacak gibi değildi. Bir de AliG'nin yarış ortasında omzumda otururken kendini bir anda geriye doğru atmasıyla düşmesin diye sol bileğinden kavramam sonucunda o korkunç "kırt" sesini duyunca yüreğim ağzıma geldi tabii. AliG'nin bileğini kırdığımı düşünerek, hemen bi koşu yoldan geçen ambulansı durdurup, ilk yardım servisine koşturduk. Allahtan merkezde görevli Ortopedist doktor bizim zibidiyi iyice kontrol ettikten sonra, bi sorun olmadığını, en fazla bir ödem olma ihtimali olabileceğini, onda da buz tedavisi uygulamamızı söyledi. Tabii bu durumdan sonra tüm keyfimiz kaçtı ve eve döndük. Neyse ki tüm gün boyunca AliG'nin bileğinde bir ağrı olmadı. Bileğini eskisi gibi kullanıyor. Kıssadan hisse, bir an bile çoçukları başıboş bırakmaya gelmiyor. Fotoğraf makinesini cebime koyacağım diye sağ elini bırakmasam böyle bir harekete yeltenmezdi belki de. O yüzden her daim dikkat ama paranoyakça değil tabii :)