26 Mart 2009 Perşembe

Haritasız / Uncharted


Geçen hafta sonu Santral İstanbul'da açılan Uncharted / Haritasız isimli sergiye gittik. "Bacak kadar veledin sanat ortamında işi ne yav?" demeyin. Bu bildiğiniz sergilerden değil. Toplamda 3 koca kat, birbirinden ilginç ve etkileşimli video vb işlerle dolu. Bi katta fotoğraf çektirip, çıkışını alabilirken, başka bi katta Reactable denen ilginç aletle DJ'lik yapabiliyorsunuz. AliG sevdi valla...

Num Num @ Kanyon


Geçenlerde AliG ile "felekten bi öğleden sonra çalalım" modunda Kanyon'daki Num Num restorana gittik. Küçük beyimize Köfte-Patates ve sonrasında Banana Split'ten oluşan bi menü siparişi verdik hemencecik. Servisi yapan abimiz bize hemen boya kalemi seti getirdi ve AliG o noktada koptu tabii. Yemekler gelene kadar tüm parmaklar rengârenk oldu haliyle. Yemek sonrası ise restoran görevlisi apla, AliG'yi bi balonla neşelendirdi. Bizimki karnı tok ve sırtı pek olmanın getirdiği rahatlıkla, mekânda gezinip, sağa-sola askıntı olmaya başladı tabii. Bu arada bu veletlere havuç suyu, elma suyu gibi sağlıklı şeyler içirmeye çalışmayın boşuna, paranıza yazık. Num Num güzel mekân. Porsiyonlar büyük, yemekler güzel, servis sevimli ve candan. Fiyat için söölicek sözüm yok valla, işinize gelirse...

Panorama 1453


Malumunuz, geçenlerde İstanbul-Topkapı'da Kültür Park adı verilen devasa bi rekreasyon alanı inşaa edildi ve içinde de 'İstanbul'un Fethi'nin canlandırıldığı Panorama 1453'ün açılışı yapıldı. Biz de fırsatı kaçırır mıyız, hemen AliG ile atlayıp-gittik. Hafta içi olmasına ve yağmura rağmen kalabalık gruplar geziyordu ama biz 10-15 dakikalık bir boşluğuna denk geldik herhalde. Mekân yarım kubbe şeklinde. 360°'lik bir resim ve önünde kuşatmanın canlandırılması için konulmuş savaş objelerinden oluşuyor. Siz mekânın tam ortasında olduğunuz ve çepeçevre resimde verilmiş olan derinlik duygusuyla kendinizi kuşatmanın tamortasında buluyorsunuz. Tabii çepeçevre ses sitemi ile bu duygu daha da tavana vuruyor. AliG önce top seslerinden korksa da sonrasında alıştı. Bi kaç tur atıp, birkaç fotoğraf çektikten sonra mekândan ayrıldık. İzleme alanı kısıtlı olduğu için insanlar panoramik bölüme gruplar halinde alınıyor. Hafta sonu hıncahınç dolu olur eminim, bu yüzden fırsatını bulup, hafta içi gitmekte fayda var. Tabii bu arada Kurtuluş Savaşı versiyonu da yapılsa fena olmaz.

Dolphinarium


Yine bi izin günü şans eseri bi yerlerde açıldığını okuduğum Dolphinarium'a gittik AliG ile. Hafta içi gösteriler 11:00 ve 14:00'te. Biz 11:00 gösterisine gittik, birkaç okul grubu dışında kalabalık değildi. Daha önce Antalya'daki Yunus Gösteri Merkezi'ne gitmiştim. Tabii oradaki açık havuz ve kalabalıktan mıdır, nedir, daha eğlenceli gelmişti bana. İstanbul'daki gösteri ise daha bi yavandı sanki. Önce bir mors, ardından Küçük Balinalar ve en sonunda da Yunuslar'ın gösterisi vardı. AliG sevdi haliyle gösteriyi. Giriş fiyatı 20.-TL (3 yaşına kadar ücretsiz) Gösteri sonrası hayvanlarla fotoğraf da çektirebiliyosunuz, Tabii o da 20 kâât :) Bir de önceden rezervasyon yaptırmak kaydıyla yunuslarla yüzmek de mümkün.

Piyer Loti Teleferiği


Önceki hafta izinliydim ve hava muhalefetine rağmen AliG'yle biraz gezdik. Teleferik manyağıyız ya, Eyüp'ten Piyer Loti'ye çıkan teleferiğe binmemek olmaz. Piyerloti'den Haliç manzarası Sadabat Dönemi'ndeki gibi değil ama yine de değer! Fotoğraf makinemizi unuttuğumuz için cep telefonu kullanmak zorunda kaldık, idare edin artık!