21 Haziran 2009 Pazar

Dalia Beach Club



Neredeyse Haziran bitiyor, AliG maceralı Antalya Turu'ndan beri denize adımını atmadı diye "Cumartesi gününü denizde geçirelim" dedik. Perşembe-Cuma, İstanbul'un nadide beach'leri araştırıldı ve Dalia Beach'te karar kılındı. Aslında Burç Beach'e gitmeyi istemiştik ama Boğaziçili olmadığımız için kapıdan çevrilme hengâmesi yaşamak istemedik açıkçası. Neyse, sabahtan kalkıldı. Kıyafetler, mayolar, oyuncaklar, güneş kremleri ve daha bir sürü eşya ile Demirciköy'ün biraz ilerisindeki Dalia Beach Club'a gidildi. Daha girişte 30.-TL, kahvaltıya ise 20.-TL verilerek, daha bi saat içinde 100 kaat itinayla ezildi. Mekân güzel, restoran medeni, ayrıca bir de fast food bölümü var, plaj ve çimenlik yayma alanı birbirinden ayrılmış. Kulaklarınızda chill out, house veya Seda Sayan çınlamıyor. Ama Karadeniz de girilecek gibi değil. AliG ayağını suya soktuktan sonra bi daha denize yaklaşmadı bile. Birkaç saati benim yapmaya çalıştığım kumdan kaleleri bozarak ve kafamdan aşağıya kum dökerek geçirdi. Klasik öğlen uykusu ve komşu sakinlerin karpuzlarına yancı olma durumundan sonra ikindiyi ettik. "Saat 4 oldu, bi hamburger falan yiyelim bari" deyip, Cafe'ye gelince "Hamburger 10.-TL, Coca-Cola 6.-TL" gibi fiyatları görünce tepem attı ve tasımızı-tarağımızı toplayıp, mekândan ayrıldık. "AliG eğlendi mi, eğlendi" ama hafta sonu birkaç saat için de bu kadar para heba edilir mi yahu? Dandik bir kahvaltı ve vasat bir plaja 100 kaat vermek hiç de insaflı değil yahu. Vize sorunu olmasa, yazın her hafta sonunu Bulgaristan ya da Yunanistan'da geçirirdim çünkü hem insanlar iyi ve medeni, hem de fiyatlar böyle "kazıklanıyoruz ulen!" sendromu yaratmıyor. Yazık İstanbul'uma, yazık bu parayı veren zavallı hemşehrilerime! Biraz önce internette gezinirken İstanbul Beach diye bi site buldum. İngilizce ama olsun, bakın bakalım, siz önümüzdeki hafta hangi Beach Club'a gideceksiniz?

Masal Zamanı

Ali Efendi 2.5 yaşını da doldurdu ama hâlâ yatmadan önce bi biberon sütü devirmeye devam ediyor. Doktoru uzuuun zaman önce "Akşam sütünü kesin!" demesine rağmen bizimki yılmıyor tabii ve inatla akşam olunca "Anne, süt içelim, e-eee yapalım" moduna geçiyor hemen. Biz de bu aralar -pek faydası olmasa da- masal kitaplarına sardık. Yapı Kredi Yayınları'nın Doğan Kardeş serisinde çok güzel masal kitapları var. Üstelik Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan Cemal Süreya'ya, Ayfer Tunç'tan Italo Calvino'ya kadar . Hepsi iyi yazılmış, güzel resimlenmiş, kalın ciltli ve kaliteli baskılı kitaplar. Bakalım kalem süt'ten keskin mi? :)