30 Mart 2010 Salı

Bir klasik: Koç Müzesi!!!





Günlerden Pazar ve hava da güneşli olursa ne yapılır? — Tabii ki Koç Müzesi'ne gidilir!

Malum, daha önce onlarca kez bu müzeyi ziyaret ettiğimiz için artık pro'yuz. AliG de bu yüzden kendi programını yapar ve ben de o'na eşlik ederim. Geçen Pazar ki programımız da gayet netti!
1- Biletler alınır alınmaz DC-3 Dakota uçağı ziyaret edilir. Piotların konuşmaları ilgiyle dinlenir.
2- Ardından tren turu...
3- Bahçede sergilenen uçaklara bir göz atma. Kırık uçakla ilgili soru-cevaplar...
4- Atlıkarınca ve salıncakta kısa bir mola
5- Bahçedeki Coca-Cola Café'de sosisli yeme ve çikolata pazarlığı.
6- Lokomotif ve tramvayların bulunduğu bölümün üstünden geçilir. Vatmanın ve atın gerçek olup-olmadığı tekrar test edilir. Padişah vagonundaki manken padişahtan korkulur ama yine de bi bakılır!
7- Daha sonra ana binada üzerinde bir düğme olan tüm makinelere uğranılırve o düğmelere itinayla basılır.
8- Dolmabahçe Vapuru'na kısa bir ziyaret ve eve dönüş!
9- Dönüş yolunda almayı unuttuğumuz oyuncak için hayıflanılır.

29 Mart 2010 Pazartesi

Balıkçı Sabahattin




Arkeoloji Müzesi turu sonrası acıkan karnımızı doyurmak için Cankurtaran'daki Balıkçı Sabahattin'e gittik. — Bu arada Topkapı Sarayı bahçesindeki ön karakol binası restoran olmuş. Adı da Karakol Restaurant. Feriye Lokantası işletiyormuş. Bir gün denemek lazım. — Neyse, kısa bi yürüyüşten sonra restoranın 2. katında mükellef bir ikindi yemeği yedik. AliG, restorandan içeri girer-girmez "Ben yengeç yiycem" diye tutturdu ama biz o'nu "Yengeç görünümlü Mezgit"le idare ettik. Allahım, ne kötü bi ana-babayız biz!!! Beyimiz yemek boyunca yan masadaki turist kardeşleriyle ilgilendi, garsonlarla takıldı, POS cihazıyla oynadı ve tüm masalara restoran kartını dağıttı. Arada bi duble rakımızı da parlattık tabii. Yemek sonrası hayatımın ilk 3 yılının geçtiği Sultanahmet Akbıyık Değirmeni Sokak'a da uğradık. Banliyö hattının üzerinden geçen köprüde trenlere el salladık ve tek odasında 4 kişilik bir aile olarak yaşadığımız konağın kıro bir butik otel'e dönüşmüş halini gördük. En son gördüğümde ahşap cephesi iyice kararmıştı. Şimdi garip bir renge boyanmış ve yanıp-sönen neon ışıklarla aydınlatılıyor. Neyse... Sonrasında yürüyerek Sultanahmet Meydanı'na çıkıp, Sultanahmet Camii avlusunda biraz vakit geçirdik. Şansımıza avluda bir film çekimi hazırlığı vardı. O yüzden paşa paşa tramvay-füniküler-metro üçlüsüyle evimize geri döndük. Trafik stresi yaşamadan güzel bir İstanbul günü geçirmek isterseniz deneyin!

AliG ile müze ziyareti




Hafta sonu (Cumartesi) AliG ve anneyle birlikte İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne gittik. Müzede sabit eserler dışında, British Museum'dan gelen meşhur "Disk atan atlet" heykeli sergileniyor. Gerçi sergilenen heykel kopyalarından biri ama olsun! Ayrıca Marmaray kazısında çıkarılan eserlerin bir bölümü de sergilenenler arasında. Bence şu güzel bahar günlerinde bi uğramalı! Gezmekten sıkılırsanız ya da yorulursanız Espresso ve Cappuccino içebileceğiniz minik bir café de açılmış. Bahçesinde oturmak zaten büyük bir keyif! Vaktiniz kalırsa biraz yukarıdaki Topkapı Sarayı'na uğramak da mümkün. Taşıt trafiğinden arındırılmış bahçesi gayet huzur verici olmuş. Sarayı gezmeseniz bile bahçesinde takılın...

25 Mart 2010 Perşembe

AliG nihayet okula başladı!


Kısa Ahtapoti maceramızdan sonra AliG için tekrar anaokulu arama faaliyetimiz kısa sürede sonuçlandı. Evimizin hemen yakınındaki Sevgi Yumağı Anaokulu'nda karar kıldık. Küçük beyimiz Pazartesi gününden itibaren okula gitmeye başladı. Bu hafta günde 2-3 saat arası takılarak alışma evresini geçiriyor :). Haftaya tam zamanlı moduna geçicez. Bakalım arıza yapacak mı? Okulun programı fena değil. Yazdönemi boyunca her hafta bi yere gezmeye gidiyorlar. Haftada bir yüzme, bale ve ingilizce dersi varmış. Hadi hayırlısı!

Artık AliG'nin de bir Airbus A380'i var!


AliG'nin uzun süredir tekrar ettiği "Baba, bizim niye Airbus'umuz yok!" serzenişi Mert ve Yiğit abilerimizin kulağına gitmiş olmalı ki, geçen hafta AliG'ye harika bir hediye gönderdiler. Tam 140cm uzunluğunda şişme bir Airbus A380 :) İster denizde üstüne çıkıp yüzdür, istersen süs olarak tavana as!

22 aylık sörfçü

goPro HD kamera'nın youtube kanalında gördüm bu videoyu. Eminim muhteşem bi deneyim olmuştur küçük Given için. Darısı AliG'nin başına...